Hüriyet

16 Aralık 2013 Pazartesi

Ne Çektin Be Kara Kartal

     Ne derler? "Gün geçmiyor ki yeni bir skandalla karşınıza çıkmayalım sayın seyirciler!" Durum tam da bu. Bu ülkede sular sanırım hiç durulmayacak. Şampiyon olan federasyona rağmen şampiyon olur, olamayan hakemler yüzünden olamamıştır. Biri çıkar "Federasyon it gibi karar verdi." der. Velhasıl bu ülke normal bir ülke değil. Şaşırmalı mıyız olanlara onu da bilmiyorum. Dün akşam Beşiktaş maçında olanların akla mantığa uyan bir tarafı var mı hiç bilmiyorum! Bülent Ersoy'un şarkı söyleyerek bayılması da akla mantığa uygun değil ama oluyor işte...

     Beşiktaş'ın üzerine bu kara bulutların neden çöktüğü hakkında eminim Beşiktaşlı taraftarların komplo teorileri vardır. Bunun en bilindik olanı Gezi olaylarında Çarşı grubunun tam destek vererek en ön saflarda yer alması. Buna karşılık da siyasi iktidarın Beşiktaş'ı cezalandırarak kulüp ile Çarşı'nın arasını açmak istemesi. Ben tabi burada bu komplo teorilerine girmeyeceğim. 

     İki inanılmaz olay yaşandı maçta. Birincisi 30. dakikada Ryan Donk'un eline aldığı topu ceza sahası içinde Almeida'nın önünde kalan topa atarak pozisyonu engellemesi. İlk anda "futbol tarihinde ilk defa örneği yok" şeklinde açıklamalar gelse de aslında kural direkt TFF 2013-2014 Oyun Kuralları Kitabı'nda belirtilmiş. Buna göre TFF 2013-2014 Oyun Kuralları Kitabı'nın 119. sayfasında "topu elle tutmak" başlıklı kuralda atılan bir cisim ile (ayakkabıl ve tekmelik vb) topa vurmak ihlal sayılır demektedir. Ve ihlalin cezası ise ihlalin olduğu bölgeden direkt serbest vuruş ya da penaltıdır. Ryan Donk'un müdahalesi de bunun birebir aynısıdır ve cezası penaltıdır. El ile kasten oynamanın cezası da bariz gol şansı haricinde sarı kart olduğundan Donk'a verilen kart da doğrudur. Dolayısıyla Beşiktaş'ın bariz penaltısı verilmemiştir. Ayrıca hakemin pozisyon yorumundan değil, penaltı ile oyun başlaması gerekirken hakem atışı ile başlatması sonucu yanlış kural uygulaması nedeni ile kural hatası meydana gelmiştir. Maçın tekrar oynatılması gerekmektedir. Bunun aksini söylemek ya da yapmak futbolun doğasına aykırıdır. Hatırlanırsa 8 Kasım 2003'te Fenerbahçe ile Çaykur Rizepor arasında oynanan maçın ikinci yarısında hakem Ali Aydın Çaykur Rize'li Victoria'ya ikinci sarı kartı göstermesine karşın kırmızı kartı göstermeyerek oyundan atmamış ve maç tekrar edilmişti. Dün yaşanan da aynen bunun gibi bir kural hatasıdır. Donk'un elle topa müdahalesini gören hakem Barış Şimşek penaltı vermesi gerekirken oyunu durdurarak hakem atışı ile devam ettirdi. 



    İkinci olay ise Fernandes saldırısı. Büyük tepkiler veriyoruz. Ama tepkileri doğru yere yöneltmiyoruz. Şimdi saha kenarında tel yoksa bir insanın atlayıp sahaya inmesi normal mi? Evet. Futbolun beşiği Avrupa'da da örneği var mı? Evet. Ama burada asıl isyan edilmesi gereken bu adam yaklaşık 30 metre koştu ve en son Fernandes'e saldırdı. Fernandes'e saldırana kadar da arkasında bir tane ne özel güvenlik ne de polis var! İşte budur isyan edilmesi gereken. Beşiktaş-Galatasaray maçında yüzlerce taraftar sahaya indi diye statlarda özel güvenlik yerine polis olacak denmedi mi? Nerede bu polis? Ne için var? Fernandes dün akşam bıçaklansa idi o adamın hayatı, bu ülkenin dünyada itibarı kalır mıydı? Bu olay ok büyük bir olay ne tarafından bakılırsa bakılsın. O adam Fernandes'e ulaşana kadar güvenlik güçlerinin yetişmesi gerekirdi. 


     Olayın devamı da hiç iç açıcı değil. Motta ve Almeida'ya kızabiliriz. Onlar örnek insan ve sporcular. Ancak maçın gidişatı fiziksel yorgunluk ve beyne giden oksijen oranı (şaka değil) an itibariyle düşünüldüğünde futbolcunun doğru düşünememesini de normal karşılamak gerekir. Kaldı ki az rastlanan ve ahlaksız bir saldırı var ortada. Ancak bu tabi eylemin cezasını ortadan kaldırır mı? Hayır! Daha önce Hollanda'da Ajax-Alkmaar maçında Alkmaar kalecisine yapılan saldırı sonucu kaleci Esteban kendisine saldıran seyirciyi tekmelemiş ve kırmızı kart görmüştü. Bunun sonucunda Alkmaar teknik direktörü takımı sahadan çekmiş ve maç tatil edilmişti. Daha sonra Hollanda Futbol Federasyonu verilen cezayı kaldırmıştı. Ancak burada Fernandes kendisini korumak için kişiyi tekmelemiyor. Tekmeleyenler, Almeida ve Motta. Ayrıca saldırgan Kasımpaşa futbolcuları tarafından etkisiz hale getirilmişken. Kural açık. Yine TFF 2013-2014 Oyun Kuralları Kitabı'nın 38. sayfasının "Disiplin Cezaları" başlıklı kuralda "Bir oyuncu oyun içinde veya dışında rakibe, takım arkadaşına, hakeme, yan hakeme karşı ihtar veya ihraç gerektiren bir ihlal yaparsa ihlalin şekline göre cezalandırılır." demektedir. Yani cezası kırmızı kart. 


     Peki gelelim maçın tekrar edilmesi ihtimalinde kartların akıbetine. İşte bu en çok tartışılacak konu. Sportmenlik dışı hareket sonucu ihraç edilen bir oyuncu başka sebeplerle maç tekrar edildiği için tekrar sahada olabilir mi? Sahada olsa bile bu durum futbolda cezalandırmanın amacına ne kadar uygun olur. En büyük kıyamet sanırım burada kopacak. Hakemlerden açıklamalar yağacağına eminim. 

     Son olarak, Futbol bazen ölüm-kalım meselesi olarak algılansa da aslında bir spor dalıdır. Spor insanları, öncelikle çocuk ve gençleri sağlıklı bir yaşama sevk eder. Takım olmayı ve arkadaşlığı öğretir. Her yönüyle sosyal bir eylemdir spor ve temiz kalması gerekir. 4 farklı yerde hangi amaçla orada bulunduğu belli olmayan adamları sadece statlardan uzaklaştırarak sorunlar çözülmez. Bu adamın sadece neden sahaya girdiği değil, kimin ona bunu yaptırdığı da sorgulanmadıkça futbol üzerinden karanlık elleri çekemezsiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder